News
News
Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayının Kemal Kılıçdaroğlu olarak açıklanmasının ardından oklar CHP’nin eski adayı Muharrem İnce’ye çevrilmişti.
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce de adaylık için 100 bin imzayı topladı ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılmak için oy pusulasında yerini aldı.
İnce’nin adaylığı sonrası Kılıçdaroğlu’ndan Memleket Partisi’ne bir ziyaret gerçekleştirilse de, İnce’nin adaylıktan çekilmesinin veya herhangi bir ittifak konusunun görüşülmediği ortaya çıkmıştı.
Yaşananların ardından Muharrem İnce, dün Habertürk ekranlarına konuk oldu.
İnce, Millet İttifakı’yla müzakereye açık olup olmadığı yönündeki soruya, “Ne müzakeresi, geçti o günler. Gidiyorsun herkes ile görüşüyorsun son gün son 24 saate Muharrem İnce’yi bırakıyorsun. Senin derdin zaten müzakere etmek değil.” şeklinde cevap verdi.
Yine sosyal medya hesabından konuyla ilgili son kez açıklama yapan ince, adaylıktan geri dönüş yok diyerek şu ifadeleri kullandı;
Cumhurbaşkanı adaylığı söz konusuyken, ‘aday olamaz’ dediler. 100 bin imza toplanırken, ‘toplayamaz’ dediler. Şimdi adaylar netleşmiş, kesin adaylar açıklanmış, kuralar çekilmiş, pusulalar basılmış, ‘çekilir mi’ diyorlar. Seçeneksiz bırakarak seçim kazanma dönemi bitti. Bu yorumları, bu beklentileri bırakın, işimize bakalım. Biz bu seçimi alacağız.
İnce’nin sözleri sonrası dün Trabzon’da miting düzenleyen Kemal Kılıçdaroğlu’na gazetecilerden konuya ilişkin bir soru geldi.
İnce, “Muharrem İnce defterini kapattı mı?” sorusuna, “Bizim hiçbir partiyle kapıları kapatma lüksümüz yok. ‘Tamamen kapattık, bir daha görüşmeyeceğiz, bir daha konuşmayacağız’ diye bir şeyimiz yok yani.” yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
“Bizim hiçbir partiyle kapıları kapatma lüksümüz yok zaten. ‘Tamamen kapattık, bir daha görüşmeyeceğiz, bir daha konuşmayacağız’ diye bir şeyimiz yok yani. Siyasi partilerle oturulur konuşulur, tartışılır, belli soruların çözümü konusunda görüş birliğine varılır. Bazılarında görüş birliğine varılmaz. Her bir siyasi partinin kendi doğal olarak politikaları vardır. Bizim görevimiz de o politikalara saygı duymaktır.”
