Türkiye deprem gündemine odaklanmışken çarpıcı bir olay yaşandı.
2006’da Danıştay’a düzenlenen saldırının faili Alparslan Arslan hayatını kaybetti.
Arslan, hükümlü bulunduğu İstanbul Maltepe Cezaevi’nde ölü bulundu.
Arslan’ın çöp poşetlerini birleştirerek kendisini tavana astığı öğrenildi.
Arslan, kaldırıldığı Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde kurtarılamadı.
Arslan’ın kesin ölüm nedeni, Adli Tıp Kurumu’nda yapılacak incelemeler sonrası belirlenecek.
Ön otopsisi yapılan Arslan’ın kesin ölüm nedeninin Adli Tıp Kurumu’ndaki incelemelerin ardından açıklanması bekleniyor.
Arslan’ın cenazesini Adli Tıp Kurumu’ndan anne ve babası teslim aldı. Ailenin oldukça gergin olduğu gözlenirken, cenazenin nerede defnedileceği ile ilgili ise bilgi verilmedi.
Habere göre başsavcılık kaynakları, Arslan’ın uzun bir süredir öz bakımını dahi yapmadığını belirtti.
Alparslan Arslan 17 Mayıs 2006 yılında, avukat kimliğini göstererek üst araması yapılmadan girdiği Danıştay binasında toplantı halinde olan 5 kişilik, 2’nci daire heyetine silahlı saldırı düzenledi. Saldırıda hakim Mustafa Yücel Özbilgin hayatını kaybetti, 4 üye ise yaralandı.
Kaçmak isterken yakalanan Arslan, saldırıyı tek başına yaptığı iddia etti. Yargılama Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. Yargılama sırasında saldırının Ergenekon örgütü tarafından azmettirildiği ileri sürüldü. Saldırı dosyasının Ergenekon davasıyla bağlantılı olduğu gerekçesiyle birleştirilmesi istendi.
Mahkemenin aksi yöndeki kararı, Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından Aralık 2008’de bozularak, Ergenekon davası ile birleştirilmesine karar verildi. Bu nedenle Danıştay ve Ergenekon davaları birleştirildi.
Arslan, 5 Ağustos 2013’te İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından iki kez ağırlaştırılmış müebbet ve 90 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. 25 Kasım 2020’de ise Arslan’a verilen cezayı onadı.
Arslan, cezası onandıktan sonra Maltepe Cezaevi’ne konuldu. Alparslan Arslan, bu süreçte psikolojik sorunları olduğu gerekçesiyle, Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne de sevk edildi. Arslan, burada bir süre tedavi edildikten sonra yeniden cezaevine konuldu.
Alparslan Arslan, saldırı sonrası cezaevindeki ilk döneminde uzun süre yemek yemediği için hastaneye kaldırılmıştı. Arslan, Sincan F Tipi Cezaevi’nde kaldığı dönemde de koğuşunu ateşe vermiş, dumandan etkilenerek hastaneye kaldırılmıştı.
Saldırgan hareketlerde bulunması nedeniyle sürekli olarak doktor kontrolünde tutulmuştu. Arslan, yargılama aşamasında da akli dengesinin yerinde olmadığı iddiasıyla Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmiş ancak, aksi yönde karar verilmişti.
Söz konusu saldırı, Ak Parti iktidarına karşı, sivil ve askeri vesayet tarafından en sert eleştiriler yükseldiği, muhalif kesimde darbe söylentilerinin art arda ortaya çıktığı bir dönemde yaşanmıştı.
Saldırının ardından laiklik-muhafazakarlık tartışmaları artmış, saldırganın cebine muhafazakar camianın yayın organı olarak bilinen Akit gazetesi konularak provokasyon amaçlanmıştı.
Ayrıca AK Parti muhalifi olarak tanınan yazar Emin Çölaşan’ın eşi, Atatürkçü Düşünce Derneği eski Genel Başkanı ve Danıştay Eski Başkanvekili Tansel Çölaşan, saldırı esnasında saldırganın ‘Allahu Ekber’ şeklinde bağırdığını iddia etmişti.