Yeni açılan Rize-Artvin havalimanı, Türkiye ekonomisi için çok büyük öneme sahip. Özellikle, Doğu Karadeniz bölgesinde ülke turizmine, ticaretine ve üretimine hizmet edecek havalimanı, Doğu Karadeniz, Kafkaslar ve Ortadoğu ülkeleri arasındaki ulaşım zincirinin de aktarma merkezi olacak. Uluslararası kargolar da bu havalimanından taşınacak. Bu hem Türkiye’nin hem de Azerbaycan’ın çıkarlarına uygun.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in bu dev projenin açılışına katılması, Azerbaycan-Türk dostluğunun ve birliğinin bir başka göstergesiydi. Azerbaycan ve Türkiye her zaman yan yanadır. İkinci Karabağ Savaşı’nda yanımızda olan ve bize manevi destek veren kardeş ülke bugün Karabağ’ın imarında yanımızdadır. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in açılış töreninde söylediği gibi, Karabağ’ın imarı için de omuz omuza çalışıyoruz. birçok Türk firması, aynı zamanda “harikülade” olarak nitelendirilen Rize-Artvin havalimanını inşa eden şirket dahil imar çalışması yapıyor. Bugün binlerce Türk kardeşimiz Azerbaycan’da Karabağ’ın imarı için işini yapıyor ve sözünü söylüyor.”
Türkiyeli liderin Azerbaycan’ın işgalden kurtarılmış topraklarına resmi ziyarette bulunan ilk yabancı devlet başkanı olduğunu belirtmek gerekir. Ekim 2021’de açılan Karabağ’ın hava kapısı olarak görülen Füzuli Uluslararası Havalimanı’nda ilk yabancı yolcu Recep Tayyip Erdoğan oldu. Çünkü ikinci Karabağ savaşı bizim ortak, şanlı tarihimizdir.
Azerbaycan ve Türkiye her alanda dostluk ve kardeşlik örneği göstermiştir. Bugün dünyada pek çok kardeş halk var ama hiç de bütün devletler bu kardeşliği, tarihi, dini ve dili stratejik ortaklık ve ittifak düzeyine çıkaramıyor. Bu anlamda Azerbaycan-Türk kardeşliği dünyaya örnek teşkil etmektedir. İlişkilerin en üst düzeye ulaşmasında liderlerin rolü özellikle önemlidir. Her iki cumhurbaşkanının da söylediği gibi, Azerbaycan ile Türkiye arasında herhangi bir sıkıntı söz konusu olamaz. Ankara ve Bakü, tüm uluslararası kuruluşlar içinde ortak bir konuma sahiptir. Her iki ülke de Güney Kafkasya’yı bir barış bölgesine dönüştürmek için her türlü çabayı gösterdi.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in her zaman vurguladığı gibi, BM, AGİT, İslam İşbirliği Teşkilatı, Avrupa Konseyi ve diğer kuruluşlarda aktif işbirliği yaparak birbirimizin gücünü artırıyoruz. Şimdiye kadar, iki ülkenin stratejik müttefik ilişkilerini tanımlayan devletlerarası belgelerin yanı sıra askeri alanda yakın ortaklık ve ittifak ilkelerini yansıtan anlaşmalar imzalanmıştır.
15 Haziran 2021’de imzalanan tarihi Şuşa Beyannamesi, Türk-Azerbaycan birliğinin ve kardeşliğinin ebedi olduğunu bir kez daha dünyaya ilan etti. Şuşa Kanunu olarak tarihe geçen belge, ilişkilerde yeni bir aşamanın yol haritasıdır. Belgede ortak ulusal çıkarlar açısından siyasi, askeri ve güvenlik alanlarında koordineli faaliyetlerin teşviki özel öneme sahip. En önemli nokta, taraflardan herhangi birinin bağımsızlığına, egemenliğine, toprak bütünlüğüne, dokunulmazlığına veya uluslararası kabul görmüş sınırlarının güvenliğine üçüncü bir devlet veya devletler tarafından tehdit veya saldırı durumunda ortak savunma adımlarının atılmasıdır. Biz dünya çapında birbirine en yakın iki ülke olarak çok büyük sınavlar vererek bugüne geldik, dost, kardeş ve resmi müttefik olduk. Bu üst düzey ilişki ebedi olarak sürecek.