İki devlet, tek millet, tek kuvvet
Şuşa Beyannamesi ile Türk-Azerbaycan askeri ilişkilerinde yeni boyuta geçiliyor. Şuşa Beyannamesi'yle iki ülke ilişkileri müttefiklik seviyesine çıkarılırken, Türkiye ve Azerbaycan Milli Güvenlik Kurulları ortak toplantı gerçekleştirecek
Türkiye ile Azerbaycan arasında "iki devlet tek millet" ruhuna dayanan kardeşlik, askeri alanda yeni bir seviyeye taşınıyor. Şuşa Beyannamesi'yle iki ülke ilişkileri müttefiklik seviyesine çıkarılırken, Türkiye ve Azerbaycan Milli Güvenlik Kurulları ortak toplantı gerçekleştirecek. Düzenli olarak gerçekleştirilecek MGK toplantılarında; ihtilaflar, bölgesel ve küresel güvenliği ilgilendiren sorunların çözülmesi doğrultusunda ortak çaba gösterilecek. Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran; TBMM Dışişleri Komisyonu'nda, Meclis'te onaylanan Şuşa Beyannamesi'nin detaylarını anlattı. Karabağ’ın işgalinin sona erdirilmesiyle sahada oluşan gerçekliğin bölgeye yeni fırsatlar sağladığı tarihî bir dönemden geçildiğine dikkat çeken Kıran, "Can Azerbaycan’la 'Tek millet, iki devlet' ruhuyla tanımlanan müşterek kültür, dil ve tarihimizden güç alan kardeşliğimiz birçok ülkeye örnek oluyor. Azerbaycan bizim yalnızca kardeşimiz değil, aynı zamanda birçok alanda en yakın ortağımız, müttefikimiz" dedi. Kıran, işgal altındaki Karabağ'ın geri alınmasında örnek dayanışma sergilendiğini ve Türk askerinin halen Ağdam'daki ortak merkezde güvenliğin tesisi için önemli görev üstlendiğini belirtti. İki ülke liderlerinin karşılıklı ziyaretleri ve hayata geçirilmekte olan projelere değinen Kıran, onaylanan Şuşa Beyannamesi’yle kapsamlı ve çok boyutlu ilişkilerin güçlü bir çerçeveye oturtulduğunu dile getirdi. Kıran, Şusa Beyannamesi'nin 2010 tarihli Stratejik Ortaklık ve Karşılıklı Yardım Anlaşması'na dayandığını, Azerbaycan'la iş birliğini güçlendirmeyi, bölgesel güvenlik, refah ve istikrara katkı sağlamayı hedeflediklerini ifade etti. Kıran, Şuşa Beyannamesi'ni merak uyandıran detaylarını şöyle anlattı: Müttefiklik ilişkilerimizin kurulmasının siyasi ve hukuki mekanizmalarını belirlenecek. Bu çerçevede, bağımsızlığımıza, egemenliğimize veya toprak bütünlüğümüze yönelen bir tehdit olduğunda Birleşmiş Milletler şartına uygun şekilde gerekli yardımı yapma ve silahlı kuvvetlerin koordinasyonunu sağlama taahhüdünde bulunuyoruz.